SPOR YAPMAK LAZıM

Obeziteden uzak durmanın iki basit kuralı var: Birincisi, dengeli beslenip alınacak kaloriyi azaltmak. İkincisi ve daha da önemlisi ise hareketi arttırmak. Benim gözlemlerim sorunun ağırlıklı olarak hareket azlığından kaynaklandığını düşündürüyor

Vücut kitle indeksi vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünerek elde edilen bir değer. 25'in altı normal sayılırken, 30'un üstü obez olarak değerlendiriliyor. 25-30 arası ise kilolu veya obez öncesi olarak tanımlanmış. Basit bir hesaplama şekli ama sorunsuz değil elbette. Bence en önemli eksiği yaşa göre bir ayarlamasının olmaması: On sekiz yaşındaki ile yetmiş yaşındaki birey aynı şekilde değerlendiriliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu "Türkiye Sağlık Araştırması-2022″nin sonuçlarını açıkladı ve buna göre on beş yaş ve üstü obez bireylerin oranı kadınlarda yüzde 23.6, erkeklerde yüzde 16.8 olarak belirdi. Obez öncesi olarak değelendirilenler ise kadınlarda yüzde 30.9, erkeklerde ise 40.4 oldu. İyi olarak değerlendirilecek tek veri 2019 yılına göre 2022'de total obezite oranında küçük bir düşüş olması.

Bu veriler ile Batı toplumlarının verileri karşılaştırıldığında ilginç farklılıklar ortaya çıkıyor. Batı toplumlarında genelde erkek obezitesi ağır basarken Türkiye'de kadınlarda oran daha yüksek. Ortaklaşılan bir nokta eğitim düzeyi arttıkça obezite oranının düşmesi. Batı'dan ayrı düştüğümüz başka bir durum ise bizde hane gelir düzeyi arttıkça obezitenin de artıyor olması (1).

 

Obeziteden uzak durmanın iki basit kuralı var: Birincisi, dengeli beslenip alınacak kaloriyi azaltmak. İkincisi ve daha da önemlisi ise hareketi arttırmak. Benim gözlemlerim sorunun ağırlıklı olarak hareket azlığından kaynaklandığını düşündürüyor.

Birçok kilolu birey evde veya iş yerinde çok hareketli olduğu ve bunun spor yerine geçebileceği kandırmacası ile avunuyor. Çocukların küçük olması, işlerin yoğunluğu da spor yapmaktan kaçmak için sıkça kullanılan bahaneler.

Oysaki düzenli spor yapanların şeker ve tansiyon sorunlarının hafiflediğini ve kilo vermekle birlikte ilaçtan tümüyle kurtulmak gibi bir şanslarının da olduğunu belirtmek gerek. Spor yapanların uykularının daha düzenli olduğu, demans görülme oranlarının azaldığı ve daha uzun yaşadıkları da gözden kaçmamalı. Bence en önemlisi de spor ile endorfin salınımının artması sonucunda kişilerin kendini daha enerjik ve mutlu hissetmesi.

Kilo vermek ve sporu hayatın bir parçası yapmak ciddi bir çaba gerektiriyor. Oysaki fazla kilolular mucizevi bir hapın peşinde koşmaya devam ediyorlar ve bu pazarın büyüklüğünü çoktan fark etmiş olan şarlatanlar umudu paraya çeviriyorlar. Bu yola başvuranlar kiloca hafiflemeseler de cüzdanları hafifliyor. Bu konuda daha cesur ve paralı olanlar da ameliyat olarak kilolarından kurtulmayı deniyorlar, meslektaşlarımız da az kilolu, çok kilolu demeden ameliyat isteklerini geri çevirmiyorlar. Mide ameliyatları yanında liposuction da uygulanan yöntemler arasında bulunuyor.

Epeyce aramama rağmen aşı karşıtları gibi "Spor karşıtları da var mı?" sorusuna bir cevap bulamadım. Sanki kimse cesaret edemiyor. Oysa yıllar önce 104 yaşına gelmiş olan zengin bir Amerikalı iş adamı kendisiyle yapılan röportajda "Bu kadar uzun yaşamanızı neye bağlıyorsunuz?" sorusuna "Spora bağlıyorum. Hayatım boyunca hiç spor yapmadım" demişti. Bu cümleleri pek ciddiye almayalım lütfen.

Spor konusu nereden aklına düştü diye meraklananlar olabilir. İlginç gelecek ama yaşadığımız seçim süreci ön plana çıkardı! Seçim sonucu ile, benim gibi, hayal kırıklığı yaşayanlara tavsiyem spor yapmaları. Ben öyle yapıyorum. Hayatı toz pembe hale getirmese de daha katlanılabilir kılıyor.

1. Egemen İPEK. Türkiye'de obezitenin sosyoekonomik belirleyicileri. UİİİD-IJEAS, 2019 (25):57-70.

A. Özdemir Aktan kimdir?

A. Özdemir Aktan, Ankara'da doğdu. İlkokulu Rize'de bitirdikten sonra ortaokulu Talas Amerikan Kolejinde, liseyi ise Tarsus Amerikan Kolejinde bitirdi.

1971 yılında girdiği Hacettepe Tıp Fakültesini 1977 yılında bitirdi ve aynı yıl Hacettepe Tıp Fakültesi Genel Cerrahi asistanı oldu.

!982 yılında genel cerrahi uzmanı olduktan sonra askerlik ve zorunlu hizmet sonrası 1986 yılında Gazi Üniversitesinde yardımcı doçent olarak akademik kariyerine başladı. 1988'de Marmara Üniversitesine geçtikten sonra aynı yıl doçent ve 1994 yılında da profesör oldu.

Marmara Üniversitesinde 27 yıl görev yaptıktan sonra 2015 yılında KHK ile üniversiteden uzaklaştırıldı.

İstanbul Tabip Odasında değişik görevlerden sonra 2006-2010 yılları arasında İTO başkanı, 2010-2012 yılları arasında TTB Merkez Konseyi ikinci başkanlığı ve 2012-2104 yıllarında ise TTB Merkez Konseyi başkanlığı yaptı. İTO anılarını "Savaş Köprüleri Vurur" ve TTB anılarını "Hekimler Suç İşliyor" isimli kitaplarda yayımladı.

Halen hekimlik mesleğine ve TTB aktivistliğine devam ediyor.

Evli ve iki çocuk babası.

  ]]>

2023-06-10T18:40:46Z dg43tfdfdgfd